MESİH'TE KARDEŞLERİN İNANCI

Bazı Nedenleri İle İnancımız

Okuyucuya Bir Bildiri

Bu bölümde 39 kısa çalışma yer alır. Bu çalışmalar, ilk olarak Türkiye'deki ilgili kişilere haftalık bildiriler dizisi olarak kaleme alınmıştır. Bunlar, ana inançlarımızı ve umutlarımızı açıklar. Bunları sizinle paylaşmak istiyoruz. Hepsi, Tanrı'nın bize bildirisi olduğuna inandığımız Kutsal Kitap'tan öğrenilmiştir. Bu inançlar, dünya çapında "Kristadelfiyanlar" olarak da bilinen bir grup insan ailesini bir araya getirir. Bu ad basitçe "Mesih'te kardeşler" anlamına gelir. Mesih'te Kardeşler ifadesi Yeni Antlaşma'da bulunan Koloseliler'e Mektup'un ilk ayetlerinden alınmıştır. Bu incelemeler bizi Kutsal Kitap'ta kısa bir yolculuğa çıkaracak ve böylece Kutsal Kitap'ın ne kadar güvenilir olduğunu gösteren kanıtların bir kısmını görmüş olacak, bununla birlikte Tanrı'nın kendisiyle ilgili ayrıca dünyayı Kendi yüceliği uğruna barış ve övgü ile dolduracağıyla ilgili ana öğretisini ortaya çıkarmış olacağız.

İnsan başarısızlıklarının temel nedenlerini her düzeyde inceleyecek ve İsa Mesih'in Tanrı'nın "her şeyi yeni yapma" amacının odağında olduğunu anlamış olacağız. İsa'nın yaşamına, ölümüne ve Tanrı tarafından yeniden diriltildiğine dair sağlam kanıtlar üzerinde düşünmüş olacağız. Korkunç bir kaos ve savaş zamanında İsa'nın geri dönüp dünya çapında Kral olacağına dair Kutsal Kitap'ta sunulan vaatlerden birkaçına bakmış olacağız. Sen ve ben de dahil olmak üzere sıradan insanların şu an İsa'yı Rab ve Kurtarıcı olarak kabul ederek Tanrı'yla nasıl uzlaşabileceğini öğrenmiş olacağız. Bundan sonra, İsa geri döndüğünde -yakında döneceğine inanıyoruz- Tanrı'nın lütfuyla bütün insan zayıflıklarından arınmış olarak İsa ve melekler gibi kusursuz bir sonsuz yaşam hakkı elde edebileceğiz. Ayrıca, şaşırtıcı gelse de İsa'nın "bu dünyanın hükümranlıklarını Tanrımız'ın ve Mesihi'nin Hükümranlığı" durumuna getirmesine yardım etmede gerçek bir rolümüzün bulunacağı eşsiz bir ayrıcalığa sahip olacağız.

Öleceksek olursak da sorun yok! Çünkü Mesih'in dönüşünde gerçekleşecek olan diriliş bu sorunu ortadan kaldıracaktır. İsa'nın kendisi yeniden yaşama döndüğünde, "Diri Olan da Ben'im. Öldüm ve işte sonsuza dek diriyim. Ölümün ve ölüler ülkesinin anahtarları benim elimdedir" dedi (Va. 1:18). Ayrıca şöyle de dedi: "İman edip vaftiz olan kurtulacak; iman etmeyense yargılanacak" (Mar. 16:16).

Bu senin ve de benim için bir fırsat! Fırsatı değerlendirelim ve sonsuza dek ölmeyelim.

Başlamadan Önce Birkaç Yararlı Nokta

Tevrat ve Zebur'u içeren Eski Antlaşma orijinal olarak İbranice ve bazı kısımları Aramice olarak kaleme alınmıştır. İncil diye bilinen Yeni Antlaşma ise Yunanca kaleme alınmıştır. Ancak çoğumuz bu dilleri bilmediği için bir Kutsal Kitap çevirisine ihtiyacımız olacaktır. Bu çalışmada alıntılanan ayet çevirilerinin çoğu "Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar" adlı Türkçe bir Kutsal Kitap çevirisinden alınmıştır. Bu çeviri en son yayımlanan Türkçe çevirilerdendir. Ayrıca özgün anlatıma yakın olmaya çalışan ve çevirmenlerin kişisel metne çok fazla yansımadığı sağlam bir çeviridir.

Bu çalışmalarda, Kutsal Kitap'ın başka çevirilerini de kullanmış bulunmaktayız. Onları da kısaltmalarıyla belirtmek durumunda kaldık. KMEYA ile belirtilen alıntılar Turkish Bible Old Translation 1941'dan, TCL02 ile belirtilen alıntılar Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008'den, YDÇ ile belirtilen alıntılar ise Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi'nden alınmıştır.

Lütfen Kutsal Kitap'ı her gün dua ederek okuyun! İncelemelerde Kutsal Kitap'tan birçok ayet kırpılmış ve düz bir okumada anlaşılabilir duruma getirilmiştir. Bununla birlikte, Kutsal Kitap'ı elinize alıp açarsanız ve alıntılananların öncesini ve sonrasını okursanız çok daha fazla yarar göreceksiniz. Lütfen sözü geçen diğer bölümleri de okuyun. Kutsal Kitap Tanrı'nın bize bildirisidir, o halde Kutsal Kitap'a karşı tutumumuz Tanrı'nın kendisine karşı tutumumuzu gösterecektir.

Kutsal Kitap sıradan bireyler için kaleme alınmıştır çünkü inanç bireyseldir. İnançlarımız ve yaşayış biçimimiz kendi sorumluluğumuzdadır. Bir papaz, bir haham, bir pastör ya da bir imam olsun, kim olursa olsun, kendi sorumluluğumuzu başka birine devredemeyiz. Çalışmaların sonunda yararlı bir Kutsal Kitap okuma takvimi yer alıyor. Onu takip ederek her yıl Eski Antlaşma'yı bir kez ve Yeni Antlaşma'yı iki kez okumuş olursunuz.

Herhangi bir soru ya da karşıt argüman seve seve ile değerlendirilecek, biz Mesih'te Kardeşler'in tanıdığı tek yetki kaynağı olan Kutsal Kitap'tan bireysel olarak yanıtlanacaktır. Bunun için aşağıdaki iletişim formunu doldurabilirsiniz.

Göndermelerin kolaylaştırılması adına bütün çalışmalar numaralandırılmıştır. 

İnançlarımız

1. Tanrı Tek'tir, O Baba'dır. Her şeyin Yaratıcısı O'dur. O Her Şeye Gücü Yeten ve Her Şeyi Bilen'dir.

Doğal dünyanın harikaları beni yüce bir Tasarımcı olması gerektiğine ikna ediyor. Kutsal Kitap bize basitçe her şeyin Yaratıcısı'nın -şahsını Eski Antlaşma döneminde İbrahim ve Musa gibi peygamberlere açıklamış olan- Tanrı olduğunu söyler.

Yaratılan dünya bize Tanrı'nın bizimle herhangi bir ilgisinin olup olmadığını ya da bizim için herhangi bir tasarısı olup olmadığını söylemez. Eğer bu gibi tasarıları varsa, Tanrı'nın bu konu hakkında bir açıklama yapmasını bekleriz, değil mi? İşte, Kutsal Kitap bunu yaptığını, yani kendisinin Tanrı'nın insanlığa bildirisi olduğunu söylüyor: "Kutsal Ruh tarafından yöneltilen insanlar Tanrı'nın sözlerini aktardı" (2Pe. 1:21). Bunun doğru olduğuna inanmak için birçok neden var. Bu nedenlerden bazılarına 3. çalışmada bakacağız.

Kutsal Kitap; "Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı" der (Yar 1:1). Devamında ise Tanrı'nın milyonlarca canlıyı ve son olarak erkeği ve kadını yarattığını anlatır. Tanrı bizi yarattığı için bizim için en iyisini O bilir ve bize ne yapacağımızı söyleme hakkına sahiptir. Malaki Peygamber Eski Antlaşma'nın sonunda şöyle diyor: "Hepimizin babası bir değil mi? Bizi yaratan aynı Tanrı değil mi? Öyleyse neden atalarımızın yaptığı antlaşmayı bozarak herkes kardeşine ihanet ediyor?" (Malaki 2:10).

Tek Tanrı'ya İnanç

Malaki, Tanrı'nın "Baba" olduğunu, Musa ise O'nun 'yukarıda göklerde, aşağıda yeryüzünde Tanrı olduğunu, O'ndan başkası olmadığını' söylemiştir (Yas. 4:39). Diğer tüm 'ilahlar' insan uydurmalarıdır (Yşa. 45:5). Tek Tanrı O'dur: "Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB'dir" (Yas. 6:4).

Yeni Antlaşma da bunu doğrular: "Bizim için bir Allah Baba, vardır; her şey ondandır" (1 8:6 KMEYA); "Hepimizin tek Tanrısı ve Babası vardır. O hepsinin üstünde, hepsini yöneten, hepsini doldurandır" (Efesoslular 4:6); "Çünkü tek Tanrı vardır; Tanrı'yla insanlar arasında da tek arabulucu: İnsan olan Mesih İsa" (1. Timoteos 2:5).

İsa Tanrı'nın Oğlu'dur ve Tanrı'nın dünyaya dair ne tasarısı varsa O'nun üzerine kuruludur. İsa ve daha sonra kim olduğu hakkında dikkatlice düşüneceğiz. Ancak şunu bilelim ki Kutsal Kitap O'na "Oğul Tanrı" demiyor. Gerçekte İsa Babası'na dua ederken şöyle demiştir: "Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih'i tanımalarıdır" (Yuhanna 17:3 TCL02).

Ne yazık ki çok eski zamanlardan günümüze değin insanların çoğu Tanrı'nın Tek olduğunu kabul etmemiştir. Hakikat içerisinde Tek Tanrı'ya tapınacaklarına yıldızlara, hayvanlara, imgesel ilahlara ve kendileri için yaptıkları putlara tapınmışlardır. Bir baş ilaha tapınanan pek çok ulus da onun üç uknumuna inanmıştır. Böylesi bir inançla Antik Babil, Mısır, Grek, Roma ve günümüzde dahi bazı ülkelerde karşılaşmaktayız. Zaman geçtikçe Tek Tanrı'ya tapınmak isteyen insanlar bile bu fikirlerden etkilenmiştir.

İsa'nın yeryüzündeki yaşamından yaklaşık iki yüzyıl sonra Grek filozoflarını inceleyen birçok Hristiyan onların fikirlerini Hristiyanlığa taşıdı. Bu fikirlerden biri de Gerçek Tanrı'nın üçlük olduğu fikriydi. Bu, Roma İmparatoru Konstantin tarafından MS 325 civarında, yani İsa'nın hizmetinden yaklaşık üç yüz yıl sonra kiliseye dayatılan Teslis öğretisidir. MS 380'de İmparator Theodosius daha da ileri gitti ve her Hristiyan'ın Teslis'e inanması gerektiğini buyuran bir yasa çıkardı ve aynı fikirde olmayan herkesi cezalandırmakla tehdit etti. Ancak Yahudiler, Müslümanlar ve bir avuç cesaretli gerçek Hristiyan, Tanrı'nın üçlük olduğu fikrine sürekli olarak karşı çıkmıştır.

Onlar, bizim görüşmüze göre Kutsal Kitap'ın en başından beri öğrettiği şeye, yani Tanrı'nın tek olduğuna inanıyorlar.

Tek Tanrı'ya İbadet

Bir sonraki çalışmada, Tek Tanrı'nın kendisini ve dünyaya yönelik tasarılarını biz insanların anlayabileceği biçimlerde nasıl açıkladığını göreceğiz.

2. Tanrı, kendisi ve amacı hakkında bilmemizi istediği ne varsa Kutsal Kitap'ta belirtmiştir.

Kutsal Kitap kendi içinde bir bütündür; altmış altı bölümden oluşur ve her bir bölüm 'kitap' diye adlandırılır. Yaratılış'ın ilk bölümünde, dünyanın ve bizler de dahil olmak üzere üzerinde yaşayan her şeyin yaratılışı ile başlar. Yaratılış işi tamamlanınca her şey "çok iyi" idi (31. ayet). Devamında bu 'çok iyi' olma dururmunun, insanın Yaratıcısı'na itaatsizlik etmesiyle birlikte nasıl bozulduğu anlatılır. Bir sonraki sayfalarında, Tanrı'nın zararı giderecek ve zaman içinde her şeyi yeniden çok iyi duruma getirecek bir süreci nasıl başlattığını anlatmaya başlar. İnsana, Tanrı'nın söylediklerine inanırsa, günahlarını itiraf ederse ve ders çıkaracağı kurbanlar sunup bütün bunları kabul ederse, bağışlanabileceği gösterildi.

İnsanın Sorunu, Tanrı'nın Çözümü

Bu "kurtuluş yolu", Kutsal Kitap'ın ilerleyen bölümlerinde giderek daha belirgin hale gelmiştir. Ancak bütün insanlar ilk insan Adem ile aynı yanlışlara düşer. Hepsi bir dereceye kadar başarısız olur ve er ya da geç herkes ölür. Ama sonunda İsa geldi! O bir kadından doğdu ve hepimiz gibi gerçekten insandı. Ancak Tanrı'nın gücü aracılığıyla doğmuştu. Hepimizin başarısız olduğu noktada bir başarı gösterdi. Bizden farklı olarak her türlü denenmeye direnerek mükemmel bir yaşam sürdü. Sonra kötü insanların kendisini çarmıha germesine sesini çıkarmadı ve mükemmel bir kurban olarak kendi özgür iradesiyle canını verdi. Bu şekilde İsa, bu sıkıntılı insan doğasını sonsuza dek geçmişe gömdü. Çünkü Babası olan Tanrı O'nu mükemmel bir ölümsüz yaşama kaldırmıştı.

Sonra İsa'nın elçileri, herkesi İsa'nın ardından gitmeye, öğretisine inanmaya ve içtenlikle O'nunla aynı şekilde yaşamaya davet ederek dünyaya açıldılar. Bu daveti kabul edenler bağışlanacak ve İsa Kral olarak geri döndüğünde sonsuz yaşamın tadını çıkarma umuduna sahip olacaklardı. Günahkar insanların bu denli bozduğu dünya, sonunda Tanrı'nın görkemi ile dolacak. Kutsal Kitap, her şey yenilenip "çok iyi" duruma geldiğinde, dünyanın ve dünya insanlarının güzel tanımıyla son bulur. Günah, acı, keder ve hatta ölüm sonsuza dek ortadan kalkacak ve Tanrı herkes tarafından yüceltilecek (Vahiy 21-22).

Baştan Sona

Böylece Kutsal Kitap baştan sona bütün hikayeyi anlatmış bulunur. Tarihin her dönemi için insanlara hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiği konusunda rehberlik verilmiştir. Tanrı'nın Musa aracılığıyla açıkladığı Yasa'dan önceki dönemde (MÖ 1400 civarında), İbrahim gibi insanlar Tanrı'nın 'uyarılarına, buyruklarına, kurallarına ve yasalarına' bağlı kaldı (Yaratılış 26: 5).

Musa Aracılığıyla Verilen Yasa (Çıkış'tan Tekrar'a)

Bu eklenen ayrıntılar, bütün Yahudi ulusunun yönetilebilmesi için yaşamın temel ilkelerini anlatıyordu. Elçi Pavlus bunun amacını şu şekilde açıklıyor; "Öyleyse, Yasa'nın amacı nedir? Yasa suçun ne olduğunu göstermek için eklendi. . . . . İbrahim'e vaat edilen soy gelinceye dek sürecekti."

An entire nation could not be trusted to obey a few spiritual principles: ayrıntılı olarak yapılması ve yapılmaması gerekenler, mükafatlar ve cezalar olmalıydı. Bu yasa tamamlandığında, herkes "hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın" diye uyarıldı (Yasa'nın Tekrarı 12:32). Ulu peygamber Yeşaya şöyle yazdı: "Şeriate ve şehadete! Eğer bu söze göre söylemezlerse, gerçek onlar için tan ışığı olmaz" (Yeşaya 8:20 KMEYA).

Mesih'in Gelişi

Son olarak, "Tanrı önceki çağlarda çeşitli biçimlerde, değişik yollardan atalarımızla peygamberler aracılığıyla konuştu" (İbraniler 11:1-2). İsa kendisini `Alfa ve Omega` diye adlandırmıştır (Vahiy 22:13). Alfa ve Omega Yunan alfabesinin ilk ve son harfleridir. Herhangi bir dilde, her şey alfabenin harfleri ya da eşdeğerleri kullanılarak söylenir. Öyleyse, Tanrı bize söylemek istediği her şeyi "Kutsal Yazı bozulmaz" diyen İsa'da ve O'nun aracılığıyla söyler (Yuhanna 10:35). İsa, Tanrı'nın "beden olan söz"üdür (Yuhanna 1:14). İsa Kral olarak geri dönmeden önce, O'ndan bize gönderilmiş olan son bildiri Vahiy Kitabı'dır. Vahiy'de, O'nun sözlerine bir şey eklersek, Tanrı'nın orada anlatılan bütün belaları bize ekleyeceğini ve bir şey çıkarırsak, Tanrı'nın bizi sonsuz yaşamdan mahrum bırakacağı yazılmıştır (Vahiy 22:18-19). Öyleyse, İsa'nın işinde yetkin olduğu gibi, Tanrı'nın bize olan vahyi de Kutsal Kitap'ta yetkin oldu, yani tamamlandı.

Uyarı ve Teşvik

Ne yazık ki, her yaştan pek çok dindar insan bunu kabul etmemiştir. İsa'nın, "Tanrı'nın sözünü geçersiz kılıyor" dediği bazı gelenekler "eklenmiş" durumdadır (Matta 15:3-8). Bazı kimseler, kendilerine geldiğini düşündükleri görümler ve vahiyler eklemiştir. Diğer başka kimseler ise Kutsal Kitap'ın işlerine gelmeyen kısımlarını inkar ederek ya da boşlayarak "çıkarma" yapmıştır. Elçilerin İşleri 17:11'de bahsi geçen kişiler bize doğru yolun ne olduğunu göstermektedir: "Bu insanlar Selanik halkından daha aydın görüşlüydü. Yayılan sözü göze görünür bir içtenlikle benimsediler. Bildirilen konular gerçekten böyle midir diye her gün Kutsal Yazılar'ı araştırdılar."

Sonrasında, tüm bunların doğru olduğuna inanmak için bazı sağlam nedenlere göz atmayı umuyoruz.

3. Tanrı Kutsal Kitap'ı kaleme alan kişileri yönlendirmiştir. Bununla birlikte, Kutsal Kitap gerçekliğine dair pekçok kanıt içerir.

Click here and start typing. Eum fugiat quo voluptas nulla pariatur at vero eos et accusamus et iusto odio dignissimos ducimus qui blanditiis praesentium voluptatum deleniti atque corrupti quos dolores et quas molestias excepturi sint occaecati cupiditate.

4. Tanrı’nın dünyayı sonsuza dek bir barış ve kendisi için övgü yurdu durumuna getirmek gibi kesin tasarıları vardır.

Kutsal Kitap, Yaratılış 1'de şu muazzam bildiri ile başlar: "Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı."

Yaratılış Kitabı, devamında basit bir dille bize bu dünyanın aşama aşama yaşanabilir hale getirildiğini ve ardından canlılarla doldurulduğunu anlatmaya devam ediyor. Önce ışık geldi, böylece gece ve gündüz oluştu. Sonra bulutlar yükseldi, deniz ile gökyüzü arasında temiz hava oluştu. Sonra kara, kuru toprağın oluşumu için denizden yukarı çıkarıldı. İşte şimdi, dünya canlı varlıklar için hazırdı.

Dördüncü aşamada ise Tanrı bitkileri ve ağaçları yarattı, büyümeleri için hepsinin ihtiyaç duyduğu güneş ışığını onlara sundu. Sonra balıklar, kuşlar ve hayvanlar geldi. Son olarak, `altıncı günde` insan yaratıldı ve Tanrı'nın yarattığı tüm diğer harikalarla tanıştırıldı. Yaradılışın her aşamasında "Tanrı bunun iyi olduğunu gördü" diye yazıldı. Demek ki Tanrı'nın iç düşüncesinde belirli bir tasarısı vardı.

İnsan Özeldir

Hayvanların aksine, insan bilinçli olarak Yaratıcısı'nı memnun etmeye çalışma yeteneğine sahipti. Yaratılış 1:27-28 diyor ki, "Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. . . . . Onları erkek ve dişi olarak yarattı. Onları kutsayarak, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.'" Tanrı insandan dünyayı Kendi adına yönetmesini istiyordu, ancak daha sonraki bir araştırmada göreceğimiz gibi, insan bunun yerine kendi arzularının peşinden gitti. Sonuç, insanlığın ve dünyanın bir lanet altına girmesi oldu; insan ölümlü oldu, böylece bir süre sonra öldü.

Üç Katlı Bir Vaat

Tanrı kadınlardan ve erkeklerden kendisi ile işbirliği yapmalarını ister. When they refuse to do so, God`s plans might be set back as it were, but they are not destroyed. İşte düşünmeniz gereken üç örnek:

  • 1. Yaratılıştan yıllar sonra, Yahudi ulusunun en başında, insanlar atalarına vadedilen topraklara (şimdiki adı İsrail olan Kenan ülkesi) girmeyi reddettiler. Aden'deki itaatsizliğin benzeri olarak, bu da başka bir aksilik idi. Ama Tanrı amacının hala kararlı olduğunu söyledi. O şöyle dedi: "All the earth shall be filled with the glory of the LORD". (Numbers 14:21).
  • Bundan yüzlerce yıl sonra (MÖ 700 dolaylarıda) Yahudi ulusu vadedilen topraklarda yaşarken, yine Tanrı'ya itaatsizlik etmekteydiler. İşler o kadar kötüye gitti ki, Asur ordusu ulusun kuzeyini esir almak için yola çıktı. Ama Tanrı'nın tasarıları yerinde kaldı. Sözünü tekrarladı! Zamanı geldiğinde, "Kutsal dağımın hiçbir yerinde kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek. Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, dünya da RAB'bin bilgisiyle dolacak" (Yeşaya 11:9).

  • Başka bir yüzyılın ardından benzer şeyler tekrar ve tekrar yaşandı. Ülkenin güneyinde kalan Yahudiler'in günahları o kadar kötüleşti ki, onlar da Babil ordusu tarafından esaret altına alındı.
  • Another century later, the pattern was repeated again. Sins amongst the Jews who had been left in the south of the country became so bad that the Babylonian army was sent to take them into captivity too. And again the assurance was repeated, in even fuller form – "the earth will be filled with the knowledge of the glory of the LORD as the waters cover the sea". (Habakkuk 2:14). This will be the most important feature of `the Kingdom of God`, as the Bible often calls it, with a King sent by God ruling world-wide in peace and justice.

İsa, Tanrı'nın Amacında Kilit Rol Oynar

Yeşaya'nın 11. bölümü, dünya çapında bir krallık vaadini yerine getirmek üzere çok özel birinin geleceğine dair bir sözle başlar. Bu kişi, "İşay'ın kütüğünden yeni bir filiz" olarak tanımlanır.İşay, Eski Antlaşma döneminde İsrail'de Tanrı için bir hükümranlık kuran Kral Davut'un babasıydı. Vaat, bir gün Davut'un soyundan Tanrı'nın uzun vadeli tasarılarını gerçekleştirecek birinin doğacağıydı. Öyle ki, Kral Davut'tan bin yıl sonra, o özel çocuğun doğma zamanı geldi ve doğumundan önce annesine şöyle söylendi: "Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine 'Yüceler Yücesi'nin Oğlu' denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir" (Luka 1:31-33).

Öğretimine başladığında, İsa'nın neden takipçilerine şöyle dua etmelerini söylediğini anlayabiliriz: "Hükümranlığın gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun" (Matta 6:9-10).Bu, Tanrı'nın üzerinde yaşadığımız yeryüzüne ilişkin tasarısıdır.

Bir sonraki çalışma, bununla ilgili, Kutsal Kitap'ta Nuh, İbrahim, Davut ve elçiler gibi insanlara ne kadar açık vaatlerin verildiğini gösterecek.