Yargı Günü Gizli mi Olacak, Herkese Açık mı?
Yargı Günü, yani Tanrı'nın herkesin yaşamını değerlendireceği gün, Hristiyan inancı içinde oldukça merkezi bir yere sahiptir. Bu günle ilgili bazı insanlar şunu merak eder: Acaba bizim geçmişte işlediğimiz günahlar o gün herkesin önünde tek tek okunacak mı? Yoksa bu yargılama Tanrı ile bizim aramızda, daha özel bir şekilde mi gerçekleşecek?
Bu soruya sağlıklı bir cevap vermek için hem Kutsal Kitap metinlerine hem de Tanrı'nın karakterine bakmamız gerekir. Tanrı yalnızca adil değil, aynı zamanda merhametlidir. Yargı Günü de işte bu iki yönün, adaletin ve merhametin, mükemmel bir dengesini yansıtır.
"Bunun için karanlıkta söylediğiniz her söz gün ışığında duyulacak, kapalı kapılar ardında kulağa fısıldadıklarınız damlardan duyurulacaktır." (Luka 12:3)
Bu ayet bazı insanlara korkutucu gelebilir. Sanki bir gün herkesin önünde, tek tek, bütün günahlarımız açıklanacakmış gibi bir izlenim verir. Oysa bu ayeti dikkatle incelediğimizde, aslında burada İsa'nın sahte ve yüzeysel dindarlığı ifşa etmeyi kastettiğini görürüz. Kısacası burada anlatılan, Tanrı'ya sadık olmayanların iç yüzlerinin ortaya çıkacağıdır. Tövbe eden, Mesih'e güvenen ve itaat eden imanlıların hatalarının ifşalanacağı kastedilmez. Peki, gerçekten tövbe eden birinin günahları unutulacak mı? Evet, Kutsal Kitap bu konuda çok açıktır.
"Doğu batıdan ne kadar uzaksa, o kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı." (Mezmur 103:12)
"Çünkü suçlarını bağışlayacağım, günahlarını artık anmayacağım." (Yeremya 31:34)
Bu, büyük bir vaat ve derin bir tesellidir. Eğer biri Tanrı'ya yönelip tövbe eder, Mesih'e sığınır ve imanla yaşarsa, günahları bağışlanır ve bir daha hatırlanmaz. Tövbe eden bir imanlı için Yargı Günü, utanç ve korkunun günü değil; sevinç ve güvenin günüdür. Evet, Davut gibi imanlılar bile zaman zaman ciddi hatalar yapmışlardır. Ancak Davut Mezmur 19'da farkında olmadığı gizli günahlar için bile af dilemiştir. Bu tevazu ve Tanrı'ya yöneliş, yargı gününde başı dik durabilen imanlının tavrıdır. O gün, Tanrı'nın affına güvenen hiçbir imanlı, günahlarının başkalarına ilan edilmesiyle küçük düşürülmeyecektir. Çünkü Mesih'in kanı, onları örtmüş ve Tanrı'nın hafızasından silmiştir. Öte yandan, Tanrı'ya sırtını dönmüş, yaşamı boyunca ne tövbe etmiş ne de bağışlanma aramış insanlar için Yargı Günü çok daha farklı olacaktır. Bu kişiler için artık merhamet zamanı geçmiş, adalet zamanı gelmiştir. Onların yaşamları açıkça ortaya konacak, neden hüküm giydikleri herkesçe bilinecektir. Bu yalnızca adaletin görünür olması için değil, aynı zamanda günahın ne kadar ciddi bir mesele olduğunu göstermek içindir.
Sonuç olarak, Tanrı'ya sığınanlar için Yargı Günü bir yıkım değil, bir kurtuluş günüdür. O gün imanlı, alnı açık bir şekilde Efendisi'nin önünde duracak ve "Aferin, iyi ve sadık kulum" sözlerini duymanın sevincini yaşayacaktır. Bu, bizim hak ettiğimiz bir ödül değil, tamamen Tanrı'nın lütfudur. Ve işte bu yüzden hem umut verici hem de alçakgönüllülük gerektiren bir gerçektir.