Web sitemiz henüz yapım aşamasındadır.

Vaftizden Sonra Ruhla Yaşamak

Hristiyanlık yoluna giren bir insan için en önemli dönüm noktalarından biri vaftizdir. Ancak vaftiz, hayatımızı sihirli bir şekilde değiştiren bir ritüel değildir. Biz hâlâ aynı kişiyiz, aynı zayıflıklarla ve aynı eğilimlerle mücadele etmeye devam ederiz. Vaftiz, aslında günahkâr olduğumuzu kabul etmenin ve Tanrı'nın bağışlamasına muhtaç olduğumuzu ilan etmenin bir ifadesidir. Bu, yeni bir başlangıçtır. Pavlus'un dediği gibi bizler bebekler gibi başlarız ve ömür boyu sürecek bir büyüme ve olgunlaşma yoluna gireriz.

Fakat şu soru akla gelir: "Ya vaftizden sonra tekrar günah işlersek ne olur?" Kutsal Kitap bu konuda çok net bir cevap verir: Bağışlanma hâlâ mümkündür. İsa'nın bize öğrettiği duada "Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizim suçlarımızı bağışla" demesi boşuna değildir. Biz başkalarını affettiğimiz sürece, Baba da bizi bağışlamaya hazırdır. İsa, Petrus'a kardeşini yalnızca yedi kez değil, "yetmiş kere yedi kez" bağışlaması gerektiğini söylediğinde, Tanrı'nın merhametinin sınırsızlığını vurguluyordu.

Bunu anlamamız önemlidir: Hristiyan hayatı, günahsız bir hayat değildir. Eğer günahsız yaşayabilseydik, Mesih'in bizim için ölmesine gerek kalmazdı. Biz hâlâ zayıfız ama tesellimiz şudur ki, Mesih bizim için Baba'nın önünde aracılık etmektedir. O bizim doğamızda yaşadı, bizim gibi denendi ama günahsız kaldı. Bu nedenle bizim mücadelelerimizi en iyi şekilde anlayabilen başkahindir. Bu yüzden korkmadan Tanrı'nın lütuf tahtına yaklaşabiliriz.

Peki, bedenin arzuları bu kadar güçlü iken ruhla nasıl yaşayabiliriz? İsa'nın sözleriyle bu kolay değildir. "Her gün çarmıhını yüklenmek" demektir. Pavlus'un da anlattığı gibi, içimizde sürekli bir mücadele vardır: Yapmak istediğimiz iyiliği yapamaz, istemediğimiz kötülüğe düşeriz. Bu içsel savaş, iman yolunun doğal bir parçasıdır. Ama vazgeçmek yerine sürekli yenilenmeye, düşüncelerimizi Tanrı'nın sözüyle şekillendirmeye çağrılıyoruz.

Ruhla yaşamak, basitçe, İsa'nın düşüncesiyle düşünmek ve O'nun yolunu izlemek demektir. Bu, dünyanın değerlerine değil, Tanrı'nın iradesine göre şekillenen bir zihindir. Bu nedenle Pavlus, "Mesih İsa'daki düşünce sizde de olsun" diye öğüt verir.

Fakat ruhla yaşamak sadece bireysel bir çaba değildir. Hristiyan topluluğu da burada devreye girer. Pavlus, imanlıların birbirlerini hataları yüzünden yıkmak yerine, alçakgönüllülükle yeniden kazanması gerektiğini söyler. Biz kardeşlerimizin yükünü taşımalı, birbirimizi desteklemeli ve birlikte büyümeliyiz.

Sonuç olarak, vaftizden sonra hayatımızda dönüşüm başlamalıdır. Günahlarımız için hâlâ bağışlanma vardır ama bu bağışlama bizi sorumsuzca yaşamaya değil, Mesih'e daha çok benzemeye yöneltir. Ruhla yaşamak; imanla başlayıp, sabırla, bilgelikle, özdenetimle ve en nihayetinde gerçek sevgiyle olgunlaşan bir yolculuktur. Bu yolculuğun sonunda Tanrı'nın vaat ettiği sonsuz yaşama kavuşma umuduna sahip oluruz.