Web sitemiz henüz yapım aşamasındadır.

Tanrı’nın Karşısında Özenli Giyinmek

Tanrı'ya yaklaşmak, yalnızca bir mekâna girip dualar etmekten ibaret değildir. Asıl mesele, yüreğimizin ve niyetimizin O'na yönelmiş olmasıdır. Bazen insanlar "Tanrı'ya olduğumuz gibi gelmeliyiz" diye düşünürler. Ancak Kutsal Kitap bize bu düşüncenin eksik olduğunu gösterir. Tanrı'ya gelmek, olduğumuz hâlde kalmak değil; içimizde bir değişim ihtiyacı hissedip, O'nun istediği kişi olmaya doğru ilerlemektir. Biz O'na, Mesih'in yaşamı ve öğretileriyle şekillenmiş bir hayat arzusuyla geliriz. Bununla beraber Tanrı'ya derin bir saygı ve huşu içinde yaklaşmalı ve ibadetlerimizde özenmeliyiz. 1. Samuel 16:7 bize şunu hatırlatır:

"Yahve insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, Yahve ise yüreğe bakar."

Tanrı, kıyafetlerin markasına, ne kadar yeni olduğuna, modasına bakmaz; esas odak, kalbimizdeki niyet ve saygıdır. Yine de bu, özen göstermemiz gerekmediği anlamına gelmez. Tanrı'ya sunacağımız yaşam ve ibadet, elimizden gelenin en iyisi olmalıdır. Eğer elimizdeki en iyi kıyafetler eski ve yıpranmışsa sorun yoktur; önemli olan niyetimizdir. Ama daha iyi kıyafetlerimiz varken özenilmemiş giysilerle ibadetlere katılmak, zihnimizde orası için gereken önemi vermediğimizin bir işareti olabilir. Çok saygı duyduğun ya da çok önem verdiğin bir kişinin davetine nasıl icabet ederdin? Düğüne eşofmanla gitmeyiz, önemli bir iş görüşmesinde ciddiyetsiz görünen, rahat kıyafetler giymeyiz. İbadete hazırlanırken, kıyafetlerimizle, tavrımızla ve kalbimizle Tanrı'ya saygımızı göstermek önemlidir. Esas soru şudur: Ben bu ibadeti ve Tanrı'ya yaklaşımı kalpten mi yapıyorum, yoksa sadece boş zamanımı değerlendirmek ya da bir rutini yerine getirmek için mi? İçten gelen bir saygı ve sevgi olmadan yapılan ibadet, Tanrı'nın gözünde değersizdir. Bu anlayış, hayatımızın diğer alanlarına da yansır. Tanrı'ya sunacağımız her şey (zamanımız, emeğimiz, ilişkilerimiz) samimi ve bilinçli bir çabayla sunulmalıdır. Dış görünüş yalnızca bir araçtır; kalpten gelen saygı ve adanmışlık, Hristiyan yaşamının gerçek ölçütüdür. Böylece ibadetimiz, sadece bir rutin değil, Tanrı'ya olan sevgimizin ve itaatimizin bir ifadesi hâline gelir.