Öldüğümüzde Nereye Gideriz?

Eğer çoğu insanın sahip olduğu genel dini inançları kabul ediyorsanız, bu soruya genellikle "Değişir, yaşarken doğru olanı yaptıysak cennete gideriz" şeklinde yanıt verirsiniz. Hemen ardından, "Eğer doğru olanı yapmadıysak…" diyerek biraz tedirgin olur ve belki de cehennemi düşünmeye başlarsınız.

Peki, böyle bir cevabın yanlış olduğunu duymak sizi şaşırtır mı? Aslında, Kutsal Kitap'a göre, öldüğümüzde sadece birer ölüyüz ve mezarın ötesinde bir yere gitmiyoruz. Mesih'in gelişinde gerçekleşecek diriliş saatine kadar, mezarda kalıyoruz. Bu bilgi belki hayal kırıklığına uğratabilir, ancak Kutsal Yazıları derinlemesine incelerseniz, gerçeği keşfedebilirsiniz.

1. İnsan Bedeninin Topraktan Yaratılması ve Ölümün Anlamı

Kutsal Kitap'a göre, insan bedeni topraktan yaratılmıştır:

  • "Tanrı insanı topraktan yarattı" (Yaratılış 2:7).
  • "İlk insan yerden yani topraktır" (1. Korintliler 15:47).
  • "Ben (İbrahim) toz ve külüm" (Yaratılış 18:27).
  • "Çünkü mayamızı bilir, toprak olduğumuzu anımsar." (Mezmur 103:14).
  • "Sen topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin" (Yaratılış 3:19).

Bu ayetler, insanın fiziksel bedeninin ölümlü olduğunu ve ölümle birlikte toprağa döneceğini vurgular. İnsan bedeni öldüğünde, kişi de ölür. Dolayısıyla, ölüm anında bir insanın cennete veya cehenneme gitmesi Kutsal Kitap'a göre mümkün değildir. İnsan, ancak Mesih'in gelişinde gerçekleşecek olan dirilişle yeniden hayat bulabilir.

2. Ruhun ve Soluğun Tanrı'ya Ait Olması

Kutsal Yazılar, insanın soluğu ya da ruhunun, bedene ait olmayan ve Tanrı'nın yaşam veren gücünden kaynaklanan bir gerçeklik olduğunu öğretir:

  • "Herkese yaşam, soluk ve her şeyi veren [Tanrıdır]" (Elçilerin İşleri 17:25).
  • "Her yaratığın can, bütün insanlığın soluğu O'nun elindedir." (Eyüp 12:10).
  • "Eğer niyet eder de Ruhunu ve soluğunu geri çekerse, bütün insanlık bir anda yok olur, insan yine toprağa döner." (Eyüp 34:14-15).
  • "İnsanoğlunun başına gelen, hayvanların da başına gelir. Aynı soluğu paylaşırlar." (Vaiz 3:19).
  • "Ruh (öldüğünde) onu veren Tanrı'ya dönecektir" (Vaiz 12:7).

Bu ayetlere göre, insanın soluğu ya da ruhu, Tanrı'nın verdiği görünmez ve ilahi güçtür. Ruh, ölümle birlikte Tanrı'ya geri döner; ancak bu dönüş, insanın kendisinin geri dönüşü anlamına gelmez. Ruh, insan bedenine yaşam sağlayan bir güçtür ve bu güç yalnızca Tanrı'ya aittir. İnsan ölümü, Tanrı'nın verdiği yaşam enerjisinin sona ermesi ve bedenin toprağa dönmesi anlamına gelir.

3. Kutsal Yazılar Kimsenin Cennete Gittiğine Tanıklık Etmez

Kutsal Kitap'ta hiçbir insanın göğe çıktığına, cennet diye farklı bir aleme gittiğine dair bir ifade bulunmaz:

  • "(İnsanoğlu'ndan başka) Hiç kimse göğe çıkmadı" (Yuhanna 3:13).
  • "Davut göğe çıkmadı" (Elçilerin İşleri 2:34).
  • "Göklerin öteleri Yahve'nin, ama yeryüzünü insanlara vermiştir." (Mezmur 115:16).

Eğer Davut gibi büyük bir iman adamı bile göğe yükselmediyse, insanların öldükten sonra cennete gitmeyi umması gerçekçi olabilir mi? Kutsal Yazılar bu konuda net bir şekilde başka bir gerçeği ortaya koymaktadır.

4. Ölüler Henüz Ödüllerini Almamıştır

Kutsal Yazılar, imanlıların ölümden sonra vaat edilen ödüllerini henüz almadığını açıkça belirtir:

  • "Bu kişilerin hepsi imanlı olarak öldüler. Vaat edilenlere kavuşamadılarsa da bunları uzaktan görüp selamladılar, yeryüzünde yabancı ve konuk olduklarını açıkça kabul ettiler." (İbraniler 11:13).
  • "Yedinci melek ses verdiğinde, 'Kulların olan peygamberleri, kutsalları, küçük olsun büyük olsun, senin adından korkanları ödüllendirmek ve yeryüzünü mahvedenleri mahvetmek zamanı geldi.'" (Vahiy 11:18).

Eğer ölüler vaat edilen ödüllerini henüz almamışlarsa, öldükten hemen sonra cennete gitme fikri Kutsal Yazılarla uyumsuzdur. Ödüller, ancak diriliş ve yargı zamanı geldiğinde verilecektir.

5. Ölüler Tamamen Bilinçsizdir

Kutsal Yazılar, ölümden sonra insanların bilinçsiz bir durumda olduğunu öğretir:

  • "Ölüler hiçbir şey bilmezler... Sevgileri, nefretleri ve kıskançlıkları artık yok olmuştur." (Vaiz 9:5).
  • "Çünkü ölüler arasında kimse seni anmaz, kim şükür sunar sana ölüler diyarından?" (Mezmur 6:5).
  • "Ölüler, sessizlik diyarına inenler, Yahve'ye övgüler sunmaz." (Mezmur 115:17).
  • "Çünkü ölüler diyarı sana şükredemez, ölüm övgüler sunmaz sana. Ölüm çukuruna inenler senin sadakatine umut bağlayamaz." (Yeşaya 38:18).

Eğer ölüler bilinçsiz durumdaysa ve Tanrı'yı anımsayamıyorsa, cennetin tadını çıkarmaları veya cehennemde acı çekmeleri mümkün değildir. Bu, popüler teolojinin ölüm sonrası yaşamla ilgili yaygın inanışlarını doğrudan çürütür.

6. Ölülerin Yargılanma ve Ödüllendirilme Zamanı, Mesih'in Yeniden Yeryüzüne Dönüşüdür

Kutsal Yazılar, yargılama ve ödüllendirme zamanının Mesih'in gelişiyle gerçekleşeceğini net bir şekilde ifade eder:

  • "Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir." (Luka 14:14).
  • "İnsanoğlu, Babasının görkemi içinde melekleriyle birlikte gelecek ve o zaman herkesi yaptığı işlere göre ödüllendirecek." (Matta 16:27).
  • "Rab İsa Mesih dirilerle ölüleri yargılayacak." (2. Timoteos 4:1).
  • "Ve onlar mezarlarından çıkacaklar. İyilik yapmış olanlar yaşamak, kötülük yapmış olanlar yargılanmak üzere dirilecekler." (Yuhanna 5:29; Daniel 12:2).

Bu ayetler, ödüllendirmenin veya yargılamanın ölüm anında değil, Mesih'in geri dönüşünde, diriliş ve yargı zamanı geldiğinde gerçekleşeceğini gösterir. Eğer yargılama Mesih'in gelişine bağlıysa, ölülerin öldükleri anda cennete gidip ödüllerini aldıklarını savunan öğreti tamamen yanlıştır.

7. Doğruların Ödülü: Ölümsüzlük ve Yeryüzünün Mirası

Kutsal Yazılar, doğruların ödülünün "göklere gitmek" değil, ölümsüzlük ve yeryüzünün mirası olduğunu vurgular:

  • "Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar." (Matta 5:5).
  • "Yahve'nin kutsadığı insanlar ülkeyi miras alacak." (Mezmur 37:22).
  • "Yahve'ye umut bağlayanlar ülkeyi miras alacak." (Mezmur 37:9).
  • "Bu dünyada doğru kişi bile cezalandırılırsa, kötülerle günahlıların cezalandırılacağı kesindir." (Özdeyişler 11:31).
  • "Dile benden, miras olarak sana [Tanrı'nın Oğlu (bkz. ayet 7)] ulusları, mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim." (Mezmur 2:8).
  • "Biz vakti geldiğinde yeryüzünde hüküm süreceğiz." (Vahiy 5:10).

Kutsal Yazılar açıkça yeryüzünün doğruların mirası olacağını belirtirken, popüler teolojinin "gökteki cennet" anlayışı Kutsal Yazılarla çelişir. Geleneklerin etkisinden kurtulup, Kutsal Kitap'ta yazılı olan gerçekleri kabul ettiğimizde, doğruların vaat edilen ödülünün yeryüzünde gerçekleşeceğini görebiliriz.