Neden Hristiyanlar Politikaya ve Protestolara Katılmamalıdır?

İçinde yaşadığımız bu dünya, çokça haksızlıkla, yozlaşmayla ve günahla doludur. Bazılarımız, doğal bir tepkiyle bu kötü gidişata karşı durmak, bağırmak, protesto etmek, siyasete atılmak ve "bir şeyleri değiştirmek" isteriz. Ancak İsa Mesih'in bizlere gösterdiği yol, kalabalığın yolundan bambaşkadır. Tanrı'nın çağrısı, protesto eden bir kalabalığa katılmamız değil "başka bir krallığın vatandaşları" gibi yaşamamızdır.

Bu Dünya Tanrı'ya Ait Değil , Şimdilik!

Kutsal Yazılar, bu dünyanın düzenini kosmos kelimesiyle tanımlar. Kosmos, Tanrı'nın egemenliğinden bağımsız işleyen, günahın hâkim olduğu, insan iradesiyle şekillenen bir sistemdir. Politik yapılar, ekonomik düzenler, askeri güçler ve medya… bunların tümü kosmos'un parçalarıdır. Ve Kutsal Kitap şunu açıkça söyler:

"Dünyayla dost olmak isteyen, kendini Tanrı'ya düşman eder." (Yakup 4:4)

Mesih inanlısı, kimliğini bu dünyanın sistemine göre değil, göksel Egemenliğe göre tanımlar. Bizler artık bu dünyaya ait değiliz.

"Benim krallığım bu dünyaya ait değildir." (Yuhanna 18:36)

İsa Mesih bu sözleri söylediğinde önünde bir hükümet temsilcisi, Pontius Pilatus vardı. İsa, hiçbir politik davaya taraf olmadı. Hiçbir zaman Roma'ya karşı halkı ayaklandırmadı. Yahudilerin baskıcı yöneticilerini protesto etmedi. Aksine, çarmıha götürülürken bile tek kelimeyle kendini savunmadı.

"O baskı görüp eziyet çektiyse de ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını." (Yeşaya 53:7)

Efendimiz, politik bir devrim değil, karakter devrimi başlattı. O bizlere şöyle dedi:

"Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin." (Matta 5:39)

Bu, pasif kalmak değil, Tanrı'nın adaletine güvenmek demektir. Bizim görevimiz, bu dünyada adaleti zorla tesis etmek değil, Tanrı'nın Egemenliği'ni müjdelemektir. Dünya yanabilir, krallar düşebilir, ekonomiler çöker. Ama Tanrı'nın Egemenliği sarsılmaz.

"Sevgili kardeşler, kimseden öç almayın; bunu Tanrı'nın gazabına bırakın. Çünkü şöyle yazılmıştır: "Rab diyor ki, 'Öç benimdir, ben karşılık vereceğim.'"" (Romalılar 12:19)

İsa'nın "yumuşak huylu ve alçakgönüllü olun" çağrısı, sessizce her şeye boyun eğmek anlamına gelmez. Aksine, yumuşak huyluluk, gücün kontrol altına alınmış halidir. Bizler "yılan gibi zeki, güvercin gibi saf" olmak üzere çağrıldık (Matta 10:16). Karanlığın ortasında yanan bir ışık gibi, huzurlu ama kararlı bir yaşam sürmeliyiz.

Son Günlerdeyiz ! Sen Ne Tarafa Aitsin?

Pavlus, son günlerin neye benzeyeceğini açıkça yazdı:

"Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. İnsanlar kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın, iyilik düşmanı olacaklar. Hain, aceleci, kendini beğenmiş, Tanrı'dan çok eğlenceyi seven, Tanrı yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar. Böylelerinden uzak dur." (2. Timoteos 3:1-4)

Eğer gözlerimizi açarsak, bu tablonun tam ortasında yaşadığımızı görürüz. Bu çağda Tanrı'nın çağrısı nettir: Bu sistemin parçası olma. Ne sol ne sağ. Ne protesto, ne siyasi reform. Çünkü bu dünya düzeni yok olacak. Bu kosmos sona erecek. Ama bizler, gelecek olan Tanrı'nın Egemenliği'ni bekliyoruz. Misyonumuz neydi? Unutma.

"Mesih'i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun." (1. Petrus 3:15)

Bizim görevimiz; devrim başlatmak değil, gerçeği açıklamaktır. Mikrofonlarımız yoksa, dualarımız var. Sokaklara çıkamıyorsak ev ev, kalp kalp müjdeyi yayarız. Hakkı savunmak, sistemin içinde kaybolarak değil; onun dışında kalarak Tanrı'nın doğruluğunu göstererek olur.

Seçim Senin : Ya Kosmos, Ya Egemenlik.

Politik mücadelelerin, öfke dolu protestoların ve ideolojik savaşların sonu yoktur. Her biri geçicidir. Ama Tanrı'nın Egemenliği ebedidir. İsa Mesih bizi, bu dünyanın karanlık gürültüsünden çekip çıkararak kendi sessiz ama görkemli Krallığı'na çağırıyor. Bu çağrıya kulak ver:

"Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur." (Matta 11:29)