Kumar Oynamak Günah mı?
İnsanoğlu her zaman daha fazlasını ister. Daha çok para, daha çok konfor, daha kolay yoldan zenginlik... İşte bu arzunun modern bir yansıması kumardır. Bugün her sokak başında bir piyango bayii, her telefonun içinde birkaç tıklamayla bahis yapılabilecek uygulamalar var. Ama bir Hristiyan olarak şu soruyu kendimize sormak zorundayız: "Tanrı bundan hoşnut olur mu?"
"Kumar" kelimesi Kutsal Kitap'ta doğrudan geçmez. Ancak Tanrı'nın bize verdiği yaşam ilkeleri, bu konudaki tavrını çok net ortaya koyar. Kutsal Kitap, paraya olan düşkünlüğü, emeksiz zenginliği, açgözlülüğü ve dünyevî kazançlara bel bağlamayı açıkça eleştirir. Tüm bu unsurların merkezinde ise kumar yer alır. Evet, kumar günahtır. Peki neden?
1. Çünkü Tanrı'ya Değil, Paraya Güvenmektir
"Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz." (Matta 6:24)
Kumar oynarken aslında "belki bu sefer şans döner" diye düşünürüz. Ama bu, içten içe şansa, rastlantıya; yani Tanrı'nın sağladığına değil, dünya sistemine güvenmektir. Oysa bir imanlının hayatındaki tüm ihtiyaçlar için güveneceği tek kaynak Tanrı'nın sağladığı bereketlerdir. Kumar, bu temel güven ilişkisini sarsar. Çünkü biz artık "Yahve sağlayacaktır" yerine "Belki bu bilet tutar" deriz. Ve o an Efendimizi değiştirmiş oluruz.
2. Çünkü Açgözlülüğü Masumlaştırır
İnsanlar sık sık şöyle düşünür: "Ama kazansam, Tanrı için kullanırım. Kiliseye bağış yaparım. Yardım ederim." Ancak bu, gerçekte günahı kutsal bir kılıfa sarmaktan başka bir şey değildir. Tanrı kalpleri tartar. Niye yaptığımızı, neye bel bağladığımızı bilir.
"Aldanmayın, Tanrı alaya alınmaz." (Galatyalılar 6:7)
3. Çünkü Emeksiz Zenginlik Ruhumuzu Bozar
Kutsal Kitap defalarca, emeğin değerini vurgular. Gerçek zenginlik, çalışarak ve dürüst yollarla kazanıldığında bereketli olur. Ama birdenbire gelen zenginlik, çabayla değil de "şansla" gelen para, bir lanete dönüşebilir.
"Havadan kazanılan para yok olur, azar azar biriktirenin serveti çok olur" (Özdeyişler 13:11)
"Parayı seven paraya doymaz, zenginliği seven kazancıyla yetinmez.'' (Vaiz 5:10)
Kumar, kişiyi tembelliğe, sorumluluktan kaçmaya ve sahte umutlara bağımlı hale getirir. Dahası, bu alışkanlık çoğu zaman bağımlılığa, borçlara, hatta ailelerin dağılmasına kadar gider. Bunun Tanrı'dan gelen bir bereket olması mümkün mü?
Kumar Aynı Zamanda Boşa Harcanan Kaynaktır
Sadece ruhsal değil, mantıksal olarak da kumar akılsızcadır. Büyük ikramiyeyi kazanma ihtimali genellikle milyonda birdir. Bazı ülkelerde bu ihtimal 1/14 milyondur. Yani bir insanın yıldırım çarpması, istiridye içinde inci bulması ya da dördüz doğurma ihtimali çok daha yüksektir! Dolayısıyla sadece ruhen değil, aklen de bu, Tanrı'nın sana verdiği parayı çöpe atmaktır. Kaynağını heba etmektir. Paranla ekmek, kitap ya da birine yardım alabilecekken, onu hayali bir "büyük ödül" uğruna yok ediyorsun. Bir Kanadalı devlet yetkilisinin ifadesiyle:
"Piyango, aptallar için hazırlanmış bir tür vergidir."
İmanlı Bir Yaşam, Dürüstlük Üzerine Kurulur
Kutsal Kitap'ta İbrahim'in bir örneği vardır. Savaş sonrasında ona büyük ganimetler teklif edilir. Ama o şöyle der:
"Yeri göğü yaratan yüce Tanrı Yahve'nin önünde sana ait hiçbir şey, bir iplik, bir çarık bağı bile almayacağıma ant içerim. Öyle ki, 'Avram'ı zengin ettim' demeyesin." (Yaratılış 14:23)
İbrahim, zenginliği Tanrı'dan beklerdi. Başka ellerden geleni istemezdi. Biz de aynı şekilde, zenginliği değil, doğruluğu ve Tanrı'nın hoşnutluğunu aramalıyız.
''Siz öncelikle O'nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.'' (Matta 6:33)