İsa Kendini Tanrı'ya Eşit Mi Gördü?

''İşte bu nedenle Yahudi yetkililer onu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Şabat Günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılmıştı.'' (Yuhanna 5:18)

Teslisçilerin İddiası

Bu pasajda İsa'nın kendisini Tanrı'ya eşit kıldığı ifadesi olduğu için, Teslisçiler bu pasajın İsa'yı Tanrı olarak tanımladığını iddia eder.

İddialara Karşı Gerçekler

İsa'yı Tanrı olarak tanımlamanın aksine, gerçekler bize İsa'nın Tanrı olmadığını söyler.


İşte düzeltilmiş metniniz. Ayetler üzerinde değişiklik yapmadım ve "Yehova" ismini "Yahve" olarak değiştirdim:

İddiaya İlişkin Sorunlar

1. Yanlış Düşünceler
Teslisçiler bu pasajda, İsa'nın Tanrı ile kendisini eşit kıldığı için onun aynı zamanda Tanrı olması gerektiği sonucunu çıkarıyorlar. Ancak başka bir insanla eşit olmanın onunla aynı kimliği paylaşmak anlamına gelmediğini hepimiz biliriz. Aslında tam tersi anlama gelir; yani bir başkası ile eşit isem onunla aynı kişi değilimdir. Eğer İsa Tanrı'ya eşit kılınmışsa, bu onun Tanrı ile aynı kimliğe sahip olduğu manasına gelmez. Tam tersine şu sonucu çıkarırız: Eğer Tanrı'ya eşit ise, bu Tanrı olmadığını ve Tanrı'nın bir başkası olduğunu anlamına gelir.

Sadece bu değil. İsa'nın "kendisini Baba Tanrı'yla eşit kılmak"la suçlandığı oldukça açık bir şekilde anlaşılıyor. Birinin rahatça fark edebileceği üzere bunu iddia etmek oldukça abes kaçıyor. Çünkü Baba Tanrı'yla eşit olduğunu iddia etmek, kendini Baba Tanrı yapmak anlamına gelir. Bu ise kimse için mümkün değildir. Teslise inananlar dahil herkes için bu gayet açık olmalı. Tanrı'yla eşit olmak, Tanrı olmak anlamına gelmez; tam tersine, Tanrı olmadığın anlamına gelir.

2. Yuhanna 14:28
Yuhanna 14:28'de İsa, "Baba benden büyüktür" der ve Yuhanna 10:29'da bize Baba'nın herkesten büyük ve üstün olduğunu söyler. Bu ifadeler, bu iddiayı savunanlar tarafından göz ardı edilmektedir. "Daha büyük" olmak, "eşit" olmak ile aynı değildir.

3. Tanrı İsa olarak değil, Baba olarak tanımlanmaktadır
Bu pasajdaki Tanrı'nın kimliğine dikkat ediniz. O kimdir? Burada İsa, Yahudilere Tanrı'yı ve Tanrı ile arasındaki bağlantıyı açıklıyor. "Tanrı" olarak bilinen varlığı kendisi olarak değil, "Babası" olarak tanımladı. Yahudilerin anlayabildikleri şey; kendilerinin Tanrı olarak seslendiği varlığı kendi babası olarak, kendisini de onun oğlu olarak açıklamış olmasıydı.

Ayet, Tanrı ile İsa arasındaki ilişki hakkındadır. Yahudilerin İsa'ya bu kadar kızmalarının nedeni, inandıkları Tanrı'nın İsa'nın babası olduğunu söylemesiydi. Yahudilerin hepsinin dünyevi babaları vardı; fakat İsa, kendi babasının Tanrı olduğunu söylüyordu. Tanrı'nın kendi oğlunun olması, kendilerini soy anlamında Tanrı'nın oğlu olarak gören İsrail ulusunu ve yöneticilerini, İsa'dan daha düşük bir statüye düşürmüştü (bkz. Mezmurlar 82:6; Romalılar 9:4). Yahudiler Tanrı'yı baba olarak tanımlıyorlardı (Yuhanna 8:41); ancak İsa'nın kendisini Tanrı'nın oğlu olarak tanıtması onları tahrik etmişti. Tahrik konusu, İsa'nın Tanrı olduğu iddiası değil; Tanrı'nın oğlu olduğu iddiasıydı. Aynı durum Yuhanna 10. bölümde tekrar karşımıza çıkıyor. Yuhanna 19:7'de bize İsa'nın Tanrı'nın oğlu iddiasından dolayı suçlandığı net olarak gösteriliyor. Yahudiler, İsa'nın Tanrı olduğunu değil, Tanrı'nın oğlu olduğunu iddia ettiğini algıladılar.

4. Hristiyanlar: Tanrı bizim babamızdır
Yahudiler bile Tanrı'nın kendilerinin babası olduğunu itiraf ettiler (Yuhanna 8:41). Tanrı, İsa'nın kendi babasıydı çünkü Tanrı'nın Ruhu ile, Tanrı tarafından yaratılmıştı (Luka 1:35). Ve o, birçok kardeşin ilk doğanı olmuştu (Romalılar 8:29). Bütün gerçek Hristiyanlar da Tanrı'dan doğar. Tanrı onların gerçek babasıdır. Yaşayan Tanrı'nın kendi babaları olduğu yeni bir yeryüzünde yaşamak için bu dünyadaki ve doğal olarak doğdukları eski hayatlarını öldürürler. Tanrı, Ruhu aracılığıyla bu yeni yaşamda onları tekrar yaratmış olur (Yuhanna 3:3-8). Bu şekilde Tanrı onların babasıdır ve onlar Tanrı'nın oğullarıdır. O zaman ne söyleyelim? Aynı zamanda imanlılar Tanrı'ya eşit olduklarını mı iddia ediyorlar ve onlar da Tanrı mı oluyor?

5. İsa ne yapmadı?
Filipililer 2:6'da, İsa'nın Tanrı benzerliğinde olduğu halde, Tanrı'ya eşit olmayı aklından bile geçirmediği yazar. Pavlus'un ayetteki mesajı; İsa'nın Tanrı'ya eşit olmaya çalışmadığıdır. Tam aksine, bir kul pozisyonunu alarak itaatkâr bir şekilde kendisini çarmıhta ölüme mahkûm etmiştir. Ayrıca İsa, kendisini yüceltmek istemediğini ve kendisini yüceltmenin bir hiç olduğunu söylemiştir (Yuhanna 8:50-54). İsa, Tanrı'ya eşit olmayı istemiyordu. Tam aksine, kendi iradesiyle eşitliği reddederek kendisinden üstün ve büyük olan Tanrısına hizmet etmeyi yeğledi. Tanrı'ya hizmet etmek için kendini alçalttı.

6. Yahudi kafa karışıklığı
Teslisçiler ısrarla Yuhanna İncilinde Yahudilerin kafa karışıklığının anlatıldığı temayı göz ardı ederler. Nikodim bir insanın nasıl yeniden doğabileceğini anlamaz. Yahudiler, Yuhanna 6. bölümde İsa'nın "Bedenimi yiyin" talimatını ve "Gökten indim" gibi sözlerini anlamazlar. İsa, Yuhanna 8. bölümde "Sözlerimi anlamıyorsunuz çünkü babanız İblis'in arzularını yerine getirmek istiyorsunuz" der. Görünen o ki, Teslisçiler İsa'yı yanlış anlayarak Yahudilerin yolundan gitmeye hâlâ devam ediyor.

Gerçeklerin Analizi

1. İçeriğe Dayalı gerçekler

İsa'nın iyileştirdiği adam oradan ayrıldı ve kendisini iyileştirenin İsa olduğunu söyledi. Bunun üzerine Yahudiler İsa'ya zulmettiler ve onu öldürmeye çalıştılar. Çünkü bunları Şabat gününde yapmıştı. Fakat İsa onlara şöyle karşılık verdi: "Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum." İşte bu nedenle Yahudiler onu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Şabat günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılmıştı.

Yahudiler İsa'ya Şabat günü hasta iyileştirdiği için zulmettiler. İsa'nın verdiği cevap karşısında onu daha çok öldürme gayretinde oldular. Çünkü yalnızca Şabat'ı çiğnememiş, aynı zamanda Tanrı'yı kendi Babası olarak adlandırmıştı. İlk etapta Yahudiler bir adamı Şabat günü iyileştirdiği için öfkelenmişti fakat Tanrı'yı kendi Babası olarak adlandırdığında öfkeleri artmıştı. Bu bağlamda gerçeklere baktığımızda, İsa'nın onları kızdıran iki şey yaptığını görüyoruz:
1- Şabat günü düzenini bozmak
2- Tanrı'yı kendi Babası olarak adlandırmak.

2. Şabat Düzenini Bozmak

Yuhanna 5:18'de Yahudiler İsa'yı Şabat düzenini bozmakla suçladı, ancak gerçekte İsa Şabat'ı bozmadı. İsa bizlere Şabat günü iyilik yapmanın yasaya uygun olduğunu öğretti.

O sıralarda, bir Şabat günü İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri acıkınca başakları koparıp yemeye başladılar. Bunu gören Ferisiler İsa'ya, "Bak, öğrencilerin Şabat Günü yasak olanı yapıyor" dediler.
İsa onlara, "Davut'la yanındakiler acıkınca Davut'un ne yaptığını okumadınız mı?" diye sordu. "Tanrı'nın evine girdi, kendisinin ve yanındakilerin yemesi yasak olan, ancak kâhinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini yedi. Ayrıca kâhinlerin her hafta tapınakta Şabat Günü'yle ilgili buyruğu çiğnedikleri halde suçlu sayılmadıklarını Kutsal Yasa'da okumadınız mı? Size şunu söyleyeyim, burada tapınaktan daha üstün bir şey var. Eğer siz, 'Ben kurban değil, merhamet isterim' sözünün anlamını bilseydiniz, suçsuzları yargılamazdınız. Çünkü İnsanoğlu Şabat Günü'nün de Efendisidir."

İsa oradan ayrılıp onların havrasına gitti. Orada eli sakat bir adam vardı. İsa'yı suçlamak amacıyla kendisine, "Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur?" diye sordular. İsa onlara şu karşılığı verdi:
"Hanginizin bir koyunu olur da Şabat Günü çukura düşerse onu tutup çıkarmaz? İnsan koyundan çok daha değerlidir! Demek ki, Şabat Günü iyilik yapmak Yasa'ya uygundur."
Sonra adama, "Elini uzat" dedi. Adam elini uzattı. Eli öteki gibi yine sapasağlam oluverdi. Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa'yı yok etmek için anlaştılar. (Matta 12:1-14).

İsa'nın değindiği husus, Şabat gününde iyilik yapmak amacıyla Şabat'ın kırılabileceğiydi. "İnsan Şabat günü için değil, Şabat günü insan için yaratıldı." (Markos 2:27).

İsa yaptığı başka bir şifalandırmanın ardından şöyle der:

İsa, "Ben bir mucize yaptım, hepiniz şaşkına döndünüz" diye yanıt verdi.
"Musa size sünneti buyurduğu için –aslında bu, Musa'dan değil, atalarınızdan kalmadır– Şabat Günü birini sünnet edersiniz. Musa'nın Yasası bozulmasın diye Şabat Günü biri sünnet ediliyor da, Şabat Günü bir adamı tamamen iyileştirdim diye bana neden kızıyorsunuz? Dış görünüşe göre yargılamayın, yargınız adil olsun."

Aşağıdaki ifadelere dikkat ediniz:

"Yedinci gün bana, Tanrın Yahve'ye Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız." (Mısır'dan Çıkış 20:10).
"Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum." (Yuhanna 5:17).

3. Kendisini Tanrı' ya eşit kılmak

İsa'nın, Tanrı'yı kendi Babası olarak adlandırması, kendini Tanrı'ya eşit kıldığı şeklinde anlaşılmıştı. Yahudileri öfkelendiren "Tanrı'ya eşit kılmak" durumu aslında İsa'nın söylediği başka bir ifade değildi. İsa yalnızca Tanrı'nın Babası olduğunu söylemişti. Ancak bu "Babam" söyleminin, Tanrı'ya eşit olmayı da beraberinde getireceğini düşünerek Yahudiler öfkelenmişti. Tanrı'yı Babası olarak adlandırmasının etkisini belirttik: Tanrı'ya eşit kılınmak.

Ancak bu yine geride bir soru bırakıyor: Ne şekilde Tanrı'ya eşitti? Bu noktada hayal güçlerine başvurmakta kendilerini yetkin gören insanların olduğunu görebiliyoruz. Teslisçiler, "Tanrı" sözcüğünü insani doğa ve Tanrısal doğa olarak ikiye ayırarak çözüm bulmaya çalışırlar. Onlara göre İsa Tanrı'dır, yani Tanrı'nın insani doğasıdır.

Ancak bağlamlara baktığımızda, İsa'nın Tanrı ile aynı ilahi yapıya sahip olduğunu gösteren hiçbir şeyin Yuhanna bölümünde tartışılmadığını görürüz. Daha önce açıkladığımız bağlamlarda da görüyoruz ki Tanrı açıklanmıştır ve bu İsa değildir. "Tanrı'ya eşit kılınmak" tanımı, Tanrı olmadığınız anlamına gelir. İsa, kendisi olmayan bir başkasına, Tanrı'ya, eşit kılınmıştır. Bağlamlarda açıkça tespit ettiğimiz tek şey, Tanrı'nın İsa'nın Babası olmasıdır.

Tanrı, İsa'nın Babası ve Tanrısı olduğuna göre şu sorudan ayrılmamız gerek: İsa nasıl Baba Tanrı'ya eşit oldu?

4. İsa Herşeyi Açıklayıp Netleştiriyor

İsa'nın bu konuyu nasıl açıkladığına dikkat edelim ve neden hatalı olduğunu anlayalım:

İsa'nın Yahudi yetkililere yanıtı, yalnızca Baba'nın iradesine göre hareket ettiğini ve kendi adına bir şey yapmadığını vurguluyor. Bu yanıt, Yahudilerin kafa karışıklığını gidermeye yönelikti ve İsa'nın rolünün, Tanrı'nın işlerini ve iradesini gerçekleştirmek olduğunu açıkça belirtti.

"Oğul, Baba'nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa, Oğul da aynı şeyi yapar." (Yuhanna 5:19)
Bu ifade, İsa'nın tamamen Baba'ya bağlı olduğunu ve Baba'nın yetkisiyle hareket ettiğini gösterir. İsa, kendi isteğiyle değil, Baba'nın iradesi doğrultusunda çalışıyordu:
"Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. İşittiğim gibi yargılarım ve yargım adildir. Çünkü kendi isteğimi değil, beni gönderenin isteğini yerine getirmeye çalışıyorum." (Yuhanna 5:30)

İsa'nın Yahudi yetkililere söyledikleri, Tanrı'nın İsa'yı görevlendirmiş olmasıyla birlikte, İsa'nın Baba'yı temsil eden bir aracı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Baba'nın adına hareket etmek, Tanrı'nın yetkisini ve iradesini yansıtmak demekti:
"Ben Babam'ın adına geldim, ama beni kabul etmiyorsunuz." (Yuhanna 5:43)

İsa'nın Babası adına gelmesi, şunları ifade eder:

  1. Baba'nın işleri İsa'nın aracılığıyla görünür kılındı. Baba, İsa'yı insanlara kendi işlerini göstermek ve tamamlamak için kullandı.
    "Baba Oğul'u sever ve yaptıklarının hepsini O'na gösterir." (Yuhanna 5:20)
  2. İsa, Baba'nın iradesini yerine getirdi. İsa, kendi isteğiyle değil, Baba'nın amaçlarını gerçekleştirmek için hareket etti.
    "Ben kendi kendime bir şey yapmam; beni gönderenin iradesine göre hareket ederim." (Yuhanna 6:38)
  3. Baba'nın temsilcisi olarak hareket etti. İsa, Baba'yı yüceltti ve O'nun karakterini yansıttı. Bu, Baba'ya onur ve övgü getirdi.
    "Beni gören, Baba'yı görmüştür." (Yuhanna 14:9)

Bu durum, İsa'ya verilen yetkinin Tanrı'dan geldiğini ve İsa'nın Baba'yı onurlandırarak O'na eşit olduğunu gösterir. İsa'nın temsilci olarak onurlandırılması, aynı zamanda Baba'yı onurlandırmaktır:
"Kim Oğul'u onurlandırmazsa, O'nu gönderen Baba'yı da onurlandırmaz." (Yuhanna 5:23)

İsa'nın sözleri, Yahudi yetkililerin kendisine yönelik suçlamalarını çürütürken, Tanrı'nın yüceliğini ve İsa'yı görevlendiren Baba ile olan uyumunu ortaya koyar.
"Ben Babam'ın adına geldim, ama beni kabul etmiyorsunuz." (Yuhanna 5:43).
Bu ifadeler, İsa'nın kendi başına hareket etmediğini, Baba'nın işlerini ve iradesini gerçekleştirdiğini açıkça belirtir.

5. Yahudilerin gerçek olarak algıladığı yanılgı neye yol açtı?

Eski Ahit, Tanrı'yı İsrail'in Yaratıcısı olarak tanımlar. Dahası, İsraillileri Tanrı'nın çocukları olarak tanımlar. Yeni Ahit de bu böyledir (Yuhanna 11:49-52). Tanım olarak onların her birini yaratan Tanrı ve Baba'dır. Ancak Yahudilerin bildiği diğer bir şey daha vardır. Her Yahudi, Davut'un soyundan olan bir Mesih'in geleceğini şu sözlerden biliyordu:

"Sen ölüp atalarına kavuşunca, senden sonra soyundan birini ortaya çıkarıp krallığını pekiştireceğim. Adıma bir tapınak kuracak olan odur. Ben de onun krallığının tahtını sonsuza dek sürdüreceğim. Ben ona baba olacağım, o da bana oğul olacak." (2 Samuel 7:12-14; bkz. İbraniler 1:5).

Ayrıca bkz. Mezmur 89:20,26-27. Yahudiler, Tanrı'nın Davut'a verdiği bu vaadi bildikleri için Mesih'in Davut'un oğlu olacağına inandılar. Onlara göre Tanrı, Davut'un oğlu olan Mesih'in babası olmalıydı (bkz. Yuhanna 7:42). Yahudiler, İsa'nın Tanrı'ya "Baba" diye seslenerek, kendisinin Mesih ve Tanrı'nın oğlu olduğunu iddia edebileceğini biliyorlardı. Aslında bu yüzden yargılanıyordu. "Mesih" tanım olarak İsrail'in kralıydı. Bu, İsa'nın kral olduğu ve Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olduğu anlamına geliyordu.

Davut, Tanrı'nın meshedilmiş kralı olarak onun krallığı üzerinde hüküm sürmüştü ve Yahve'nin tahtına oturarak Yahve'nin otoritesini ilan etmişti. İblisten olan yetkililer ile bunu tartışmak çok güçtü çünkü yetkileri gereği kendilerine rakip istemiyorlardı. Matta ve Markos bölümleri kıskançlık nedeniyle İsa'yı ele verdiklerini bize açıkça anlatıyor:

"Sonra Davut bütün topluluğa, 'Tanrınız Yahve'ye şükredin' dedi. Ve cemaat, atalarının Tanrısı Yahve'ye şükretmeye başladı, Yahve'nin ve kralın önünde eğilip yere kapandı... Böylece Süleyman, babası Davut'un yerine kral olarak Yahve'nin tahtına oturdu." (1. Tarihler 29:20,23)

Sonuç

İsa diğer bir kişiye eşit kılınmıştı: Tanrı'ya. Bağlamlarına baktığımızda bu durumun, İsa'nın da, babasının da ne şekilde çalışmakta olduğu ile ilgilidir (Yuhanna 5:17). Şu manada eşittiler; hem Baba hem de Oğul aynı amaçta çalışıyordu. Aşağıdaki kontekste İsa'nın hangi manada Tanrı'ya eşit kılındığı açıklığa kavuşturulmuştur. Baba'nın adına geldi ve onun işlerini tamamladı (Yuhanna 4:34). Gerçekte, itaat ettiği Babasının işlerini gerçekleştirdi (Yuhanna 14:10). İsa, Tanrı'nın görevlendirdiği temsilcisi olarak, Tanrı'nın adına hareket ettiği için bu hususta Tanrı'ya eşit kılınmıştı. Baba olan Tanrı adına gelmişti. Ancak, onun pozisyonu ve yetkisi ile ilgili olarak, onun Tanrısı ondan daha büyüktü ve asla kendi iradesini değil, Baba olan Tanrı'nın iradesini gerçekleştirmişti. Ruhsal olarak evlat olabilmek; Tanrı'nın ruhuna göre yürüyüş ve Tanrı'nın işlerini yapmak ile mümkündür. "Tanrı'nın ruhu ile yönetilenlerin hepsi Tanrı'nın oğullarıdır." (Romalılar 8:14; bkz. Yuhanna 20:21-22). İsa, kendi adına gelip kendi zaferinin peşinden koşmadı; O yalnızca Tanrı olan Babasının adına gelerek onun işlerini gerçekleştirdi.

''Baba benden büyüktür.'' (Yuhanna 14:28)