Web sitemiz henüz yapım aşamasındadır.

Gerçek Huzur Şimdi mi Başlar Yoksa İsa Geldiğinde mi?

Bu soru, pek çok yüreğin derinliklerinde yanar durur. Belki senin de içinde böyle bir özlem var. Belki hayat sana beklemediğin yükler yükledi. Geceleri yastığa başını koyduğunda susmak bilmeyen düşünceler zihnini kemiriyor olabilir: pişmanlıklar, korkular, kalp kırıklıkları, içinden atamadığın, kabullenemediğin şeyler… Ve bütün bu karmaşanın ortasında tek bir şey arıyorsun: gerçek huzur. Peki bu huzura ne zaman kavuşacağız? Şimdi mi, yoksa ancak Efendimiz İsa Mesih geri döndüğünde mi?

Kutsal Kitap, bu soruya şaşırtıcı bir netlikle cevap verir: Huzur, şimdi mümkün. Evet, tam da bu anda, bu hayatın içinde. Çünkü Tanrımız Yahve, insanla barış yapmak üzere dünyaya bir kurtarıcı gönderdi : İsa Mesih.

İsa doğduğunda göksel melekler şöyle haykırdı: "En yücelerde Tanrı'ya yücelik olsun, yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!" (Luka 2:14) Tanrı'nın sunduğu bu esenlik, yalnızca savaşsızlık ya da sessizlik değildir. Bu, insanın Rabbiyle yeniden uyum içinde olması, yüreğinde güven, sadakat ve derin bir sükûn bulması demektir.Efendimiz İsa dünyadayken birçok insana şöyle dedi: "İmanın seni kurtardı. Esenlikle git."

Bu sözler kuru bir teselli değildi. O'na inananlar gerçekten değişti. Geçmişin yükünü taşıyanlar hafifledi. Kendini değersiz hissedenler değer kazandı. Suçlulukla ezilenler affedildiğini duydu. Korkularla yaşayanlar, Tanrı'nın sevgisiyle cesaret buldu.

"Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın." (Yuhanna 14:27)

Çünkü dünyanın sunduğu huzur, şartlara bağlıdır: Sağlığın yerindeyse, cebinde para varsa, işler yolundaysa… Ama bu dış koşullar değiştiğinde huzur hemen kaybolur. Oysa İsa'nın verdiği huzur bambaşkadır. O sarsılmazdır. Çünkü kaynağı dış dünyada değil, Tanrı'nın kendisindedir.Peki, bu huzura nasıl ulaşabiliriz?Her şeyden önce şunu bilmeliyiz: Tanrı bize karşı değil. Biz O'nun düşmanı değiliz. Aksine, O bizimle barışmak istiyor. Ve bu barış, İsa'nın çarmıhta döktüğü değerli kan sayesinde mümkün oldu. O kan, bizimle Tanrı arasında yeniden bir köprü kurdu.Pavlus, Romalılar 5:1'de şöyle der:

"Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Tanrı'yla barışmış oluyoruz."

İşte huzur, tam da buradan başlar.Evet, bu dünyada acılar, adaletsizlikler, hastalık ve ölüm devam ediyor. Bu yüzden burada yaşadığımız huzur kusursuz değildir. Ama eksik olsa da gerçektir. Yahve'nin Ruhu, yüreğimizde meyve vermeye başlar: Sevinç doğar. Sabır gelişir. Umut filizlenir. Ve en önemlisi: Tanrı bizimle birlikte olur.Bu yüzden Filipililer mektubunda şöyle yazar:

"Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı'ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı'nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır."

Yani dua et, içini Tanrı'ya aç, şükret ve güvenle teslim ol. Çünkü gerçek huzur, ipleri elimize aldığımızda değil; onları Tanrı'nın ellerine bıraktığımızda gelir. Elbette, İsa Mesih döndüğünde bu huzur tamamlanacak. O gün artık hiçbir gözyaşı olmayacak. Ne ölüm, ne acı, ne suçluluk, ne utanç… Hepsi sona erecek. Ama o güne dek, Yahve'nin bugün sunduğu bu ilahi barışı yüreğimizde taşıyarak yürüyebiliriz. Ve bu yürüyüşte asla yalnız olmayız.