Anne ve Babaya İtaat
Kutsal Kitap'ta anne babaya saygı ve itaat, sadece aile içi huzurun anahtarı değil, aynı zamanda Tanrı'nın düzenine saygının bir göstergesi olarak sunulur.
"Ey çocuklar, Rab yolunda anne babanızın sözünü dinleyin. Çünkü doğrusu budur. "İyilik bulmak, yeryüzünde uzun ömürlü olmak için annene babana saygı göstereceksin." Vaat içeren ilk buyruk budur." (Efesliler 6:1)
Tanrı burada yalnızca bir şey yapmamızı istemekle kalmaz, aynı zamanda bunun karşılığında bizi esenlik ve uzun ömürle ödüllendireceğini vaat eder. Bu yönüyle bu buyruk, Kutsal Yazılar içinde özel bir yere sahiptir.
Tanrı neden çocuklardan anne babalarına itaat etmelerini ister? Çünkü aile, Tanrı'nın yeryüzündeki ilk kurumudur. Adem ve Havva ile başlayan bu yapı, yalnızca fiziksel bir birliktelik değil, Tanrı'nın karakterinin yansıdığı küçük bir topluluktur. Çocukların bu topluluk içinde sevgiyle, saygıyla ve uyum içinde büyümeleri hem kendi ruhsal gelişimleri hem de toplumun geleceği açısından büyük önem taşır. Bir çocuk anne babasına itaat ettiğinde, aslında sadece onları onurlandırmış olmaz; aynı zamanda Tanrı'nın buyruklarına sadık kalmış olur.
Peki ya anne babamız Tanrı'ya iman etmiyorsa? Ya da bizim inandığımız değerlere karşı duruyorlarsa? Kutsal Kitap, bu konuda da dengeli bir bakış sunar.
"İnsanlardan çok, Tanrı'nın sözünü dinlemek gerek." (Elçilerin İşleri 5:29)
Bu, imanlı bir kişinin önceliğinin her zaman Tanrı'nın iradesi olduğunu gösterir. Ancak bu istisnai durumlar dışında, yani anne babamız bizden Tanrı'ya karşı gelmemizi istemediği sürece, onların sözünü dinlemek, saygılı olmak ve uyum içinde yaşamakla yükümlüyüz. Hatta onlar imanlı olmasalar bile, onlara karşı gösterdiğimiz sevgi ve sabır, Tanrı'nın karakterini onların gözünde görünür kılabilir. Aslında bu tutum, imanlı olmayan bir ailede büyüyen biri için bir tür müjdeleme yoludur. Çünkü iman yalnızca kelimelerle değil, yaşam tarzıyla da tanıklık eder. Anne babasına itaat eden, onların ihtiyaçlarına duyarlı olan, onları küçük görmeden hizmet eden bir çocuk, İsa'yı onların önünde temsil eder. Ve belki de o davranışlar sayesinde anne ya da baba, kalplerinde Tanrı'ya bir kapı aralamaya başlar.
İtaat etmek, çoğu zaman sabır ve fedakârlık gerektirir. Ancak bu yol, Mesih'in de yürüdüğü yoldur. Luka 2:51'de, genç İsa'nın anne babasına itaat ettiğini okuruz. Tüm evrenin Efendisi olan Mesih bile, ailesine boyun eğerek bizlere örnek olmuştur. Hatta çarmıhın acısı içindeyken bile annesi Meryem'i düşünmüş ve onun geleceğini güvence altına alacak birini görevlendirmiştir (Yuhanna 19:26-27). İtaatin bu kadar derin ve sevgiyle dolu bir örneği, bize yalnızca ne yapmamız gerektiğini değil, nasıl yapmamız gerektiğini de öğretir.
Günümüzde aile bağlarının zayıfladığı, saygının azaldığı ve bireyciliğin öne çıktığı bir çağda yaşıyoruz. Ancak Tanrı'nın halkı olarak bizler, bu karanlıkta bir ışık gibi parlamaya çağrılıyoruz. Ailelerimizle olan ilişkilerimizde göstereceğimiz saygı, anlayış ve sadakat; sadece bizim değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız toplumun ruhsal sağlığı açısından da hayati bir öneme sahiptir.
Her ne kadar kolay olmasa da bu yolda yürüdükçe Tanrı'nın bereketini hem kendi hayatımızda hem de ailemiz üzerinde görmeye başlarız. Çünkü Tanrı sadıktır ve verdiği vaatleri mutlaka yerine getirir: "Öyle ki mutlu olasın ve yeryüzünde uzun ömürlü yaşayasın."