1.Timoteos 3:15 - Gerçek Kilise Hangisi?
Pavlus'un Timoteos'a yazdığı mektubun bir yerinde geçen şu sözler, zaman zaman kafa karışıklığına neden olmuştur:
"…gerçeğin direği ve dayanağı olan Tanrı'nın ev halkı arasında, yani yaşayan Tanrı'nın topluluğunda..." (1.Timoteos 3:15)
Peki Pavlus burada hangi kiliseden bahsediyor? Bugün milyonlarca insanın
düşündüğü gibi bu Katolik Kilisesi mi? Gerçekten de Hristiyan dünyasında bu
ayet, Roma Katolik Kilisesi'nin kendi merkeziyetçi otoritesine dayanak
göstermesi için sıkça kullanılmıştır. Ama dikkatle ve dürüstçe incelendiğinde,
Pavlus'un bahsettiği şeyin bundan tamamen farklı olduğunu görürüz.
Ekklesia Nedir?
Pavlus burada geçen "kilise" kelimesiyle ne demek istemişti? Yunanca orijinalinde bu kelime ekklesia olarak geçer; yani "çağrılmışlar topluluğu", "imanlılar meclisi" demektir. Bu kelime, ne Roma'daki görkemli yapıları ne süslü ayinleri ne de Vatikan'ı temsil eder. Aksine, ilk imanlı topluluklar küçük, yerel, birbirinden bağımsız (otonom) cemaatlerdi. Hepsi sadece Tanrı'nın Sözü'ne bağlı kalır ve dışsal bir dini otoriteye değil, Kutsal Yazılar'a göre yaşarlardı.
Yani 1. Timoteos 3:15'te geçen "kilise", Roma Katolik yapısını değil, ilk çağlardaki Kutsal Yazılar'a dayalı imanlı topluluğu ifade eder. Pavlus'un amacı, gerçek imanlıların nasıl davranması gerektiğini hatırlatmaktır, merkezi bir kurumu yüceltmek değil.
Katolik Kilisesi Değişti mi?
Katolik Kilisesi, kendisini havarilerin öğretisine sadık tek kurum gibi gösterir. Fakat tarih bize başka bir şey anlatır. Havarilerin müjdesinde olmayan birçok doktrin ve uygulama zamanla bu kuruma eklendi. Üçlübirlik inancı, ölümsüz ruh doktrini, azizlere dua etme, heykel ve ikon tapınması, transubstansiyasyon (ekmeğin ve şarabın gerçek bedene dönüşmesi), araf, endüljanslar, ölüler için dua, zorla bağış toplama, kâfir sayılanlara karşı şiddet… Bunların hiçbiri Mesih'in öğretilerinde ya da elçilerin yazılarında yer almaz. Üstelik bu kurum, sadece yanlış öğreti yaymakla kalmadı; aynı zamanda İsa'nın adıyla sayısız insanı susturdu, bastırdı ve öldürdü. Engizisyon mahkemeleri, İncil çevirmenlerinin diri diri yakılması, Reform karşıtlığıyla yürütülen savaşlar, haçlı seferleri… Bu tarihsel gerçekler Katolik Kilisesi'nin imanlı topluluktan nasıl koptuğunu, nasıl "sapkın" bir kurumsallığa dönüştüğünü gösterir.
Açıkça Uyarılmıştık
Bu bozulma süreci Kutsal Kitap'ta önceden bildirilmişti. Pavlus, Selaniklilere şöyle yazmıştı:
"Hiç kimse hiçbir şekilde sizi aldatmasın. Çünkü imandan dönüş başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıkmadıkça o gün gelmeyecektir." (2. Selanikliler 2:3)
Bu adam, Tanrı'nın yerini almaya çalışır, insanlar ona kutsal bir yetki atfeder. Pavlus "yasa tanımazlığın gizli gücü şu anda bile etkindir; ama bu gücü şimdilik engelleyen ortadan kaldırılıncaya dek görevini sürdürecektir." diye belirtir (2:7). Yani bu sapkınlığın tohumları daha ilk yüzyılda bile atılmıştı.
Vahiy kitabında bu bozulmuş dini sistem şu şekilde betimlenir:
"Orada yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm. Kadın, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, fuhşunun çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı. Alnına şu gizemli ad yazılmıştı: BÜYÜK BABİL, DÜNYA FAHİŞELERİNİN VE İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI." (Vahiy 17:1-5)
Bu kadın, "kutsalların kanıyla sarhoş" olmuş bir yapı olarak tanımlanır (17:6). Onu taşıyan canavar siyasi güçtür. Kadının giydiği mor ve kızıl renkler, süslemeleri, altın kupası… Tüm bunlar tarih boyunca Roma Katolik Kilisesi'nin dini törenleri ve görkemiyle çarpıcı şekilde örtüşür.
Günümüzde Bu Yapı Ne Durumda?
Reformasyon sürecinde Katolik Kilisesi önemli bir darbe alsa da bugün tekrar dünya sahnesinde etkili bir güç haline gelmiştir. Avrupa Birliği içinde siyasi etkisi, 178 ülkeyle diplomatik ilişkileri ve küresel medyadaki görünürlüğü dikkat çekicidir. Artık kendisini "bir kraliçe gibi" görmektedir (Vahiy 18:7).
Ama Kutsal Kitap'ta bize şu çağrı yapılır:
"Ey halkım! Onun günahlarına ortak olmamak, uğradığı belalara uğramamak için çık oradan!" (Vahiy 18:4)
Bu çağrı sadece Katolik Kilisesi'nden değil, onun öğretişlerini hâlâ sürdüren tüm kurum ve düşünce sistemlerinden uzak durmamız gerektiğini vurgular. Çünkü sadece şekil değiştirmişlerdir. Bugün birçok Protestan kilisesi bile hâlâ ölümsüz ruh, üçlübirlik ve cehennem azabı gibi öğretilere sahiptir.
Gerçeği Nerede Bulacağız?
Tanrı'nın Sözü açık ve yeterlidir. Kutsal Yazılar, kurtuluşa götüren tek güvenilir kaynaktır: "Kutsal Yazılar seni Mesih İsa'ya olan iman aracılığıyla seni bilge kılıp kurtuluşa kavuşturabilecek güçtedir." (2. Timoteos 3:15)
Gerçek ekklesia – yani Tanrı'nın halkı – bugünkü kurumsal yapılarda değil, Kutsal Yazılar'a sadık kalan, Tanrı'nın Sözü'nü her gün araştıran bireylerde bulunur.
"Veriya'daki Yahudiler Selanik'tekilerden daha açık fikirliydi. Tanrı sözünü büyük ilgiyle karşılayarak her gün Kutsal Yazılar'ı inceliyor, öğretilenlerin doğru olup olmadığını araştırıyorlardı." (Elçilerin İşleri 17:11)