1.Petrus 3:19-20 – Zindanda Olan Ruhlar

''Ruhta gidip bunları zindanda olan ruhlara da duyurdu. Bir zamanlar, Nuh'un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı'nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu.''

1.Petrus 3:19-20 ayetleri bazen kafa karıştırıcı olabilir. Özellikle "zindanda olan ruhlara duyurmak" ifadesi yüzünden birçok insan İsa'nın ölümünden sonra bilinçli ruhlara vaaz etmeye gittiğini sanıyor. Ama aslında bu Kutsal Kitap'ın geri kalan kısmıyla çelişen bir düşünce. Çünkü Kutsal Kitap'a göre insanlar öldüğünde bilinçsiz hale gelir. Ölüler hiçbir şey bilmez. Ne düşünürler ne hissederler ne de bir şeyin farkında olurlar. Ölüm bir uykudur. Dirilişe kadar herhangi bir bilinçli yaşamları olmaz. Mezmurlar'da, Vaiz'de ve başka birçok yerde bu çok net şekilde ifade edilir (Vaiz 9:5, Mezmur 6:5..)

Bu yüzden, İsa'nın ölümünden sonra üç gün boyunca mezarda gerçekten ölü olduğunu bilmemiz önemli. Tıpkı Yunus'un üç gün boyunca balığın karnında kalması gibi İsa da mezarda yani "yerin bağrında" kaldı. O üç gün boyunca bilinci yoktu çünkü gerçekten ölmüştü. Yani o sırada gidip birilerine vaaz etmesi mümkün değildi. Peki o zaman Petrus burada ne demek istiyor?

Aslında bu ayetleri iyi anlayabilmek için daha önce yazdığı şeylere de bakmamız gerekiyor. 1. Petrus 1:10-11'de Petrus "Mesih'in Ruhu"ndan söz ediyor. Bu ifade peygamberlerin Tanrı tarafından yönlendirilmesini anlatıyor. Yani Tanrı geçmişteki peygamberleri yönlendirerek gelecekte gerçekleşecek olan Mesih'in acılarını ve ardından gelecek olan yüceliği önceden bildirdi. O "Ruh", Tanrı'nın amacıyla ilgili bilgileri insanlara aktarmak için çalışıyordu. Petrus'un 3. bölümdeki sözleri de aslında buna benzer bir durumu anlatıyor. "Zindandaki ruhlar" ifadesiyle kastedilen şey günah içinde yaşayan, Tanrı'nın gerçeklerinden uzak kalmış insanlar. Bu insanlar, Nuh'un zamanında yaşıyorlardı. Yani tufandan önceki kuşaktan söz ediliyor. O dönemde Tanrı sabırla bekledi çünkü insanlar çok kötü yoldaydı. Ama yine de Nuh aracılığıyla onlara uyarıda bulundu. Petrus başka bir mektubunda Nuh'tan "doğruluğun vaizi" olarak söz ediyor. Bu da gösteriyor ki Nuh'un Tanrı'dan aldığı mesaj, tıpkı peygamberlerinki gibi Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla iletilmişti. Yani o dönemde insanlara seslenen, aslında Mesih'in Ruhu'ydu. Bu vaazı doğrudan İsa vermedi, ama Tanrı'nın Ruhu ile Nuh aracılığıyla insanlara ulaşılmıştı. Petrus'un bu ayetlerde yaptığı şey, geçmişteki olayları ruhsal bir bakış açısıyla yorumlamak. Yani İsa'nın ölümünden sonra ölü ruhlara vaaz ettiğini değil, Tanrı'nın aynı Ruh'u tarih boyunca kullanarak insanlara mesajını ilettiğini anlatıyor. İsa da bu amacın merkezinde yer alıyor. Bu yüzden Petrus, bu tarihsel olayları Mesih'in ışığında yeniden değerlendiriyor.

Özetle: "Zindandaki ruhlar" ölmüş bilinçli varlıklar değil, Nuh zamanında günah içinde yaşayan insanlardır. "Duyurmak" ise, o dönemde Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla insanlara ulaştırılan mesajı anlatır. Bu da Nuh aracılığıyla yapılmıştır. İsa'nın ölümünden sonra böyle bir bilinçli ruh faaliyeti olmamıştır, çünkü o gerçekten ölüydü ve üç gün sonra dirildi. Bu ayeti doğru anlayabilmek için mecazla gerçeği ayırmak ve Kutsal Kitap'ın bütününe sadık kalmak gerekir.